Sistem Dizimi
Aile dizimi, sistem dizimlerinin çatısı altında bulunan bir metot
çalışmasıdır. Ülkemizde sistem dizimleri denilince ilk akla gelen aile
dizimidir. Son 10 yılda Türkiye’de ismini duyurmuş bu metot
Almanya’da 90‘lı yıllardan beri kullanılmaktadır. Bert Hellinger’in
öncülügünde uygulanmış ve geliştirilmiş olan aile dizimleri kısa
zamanda yayılmış ve terapide, pedagojik alanlarda, sistemin olduğu
her alanda kullanılmaya başlamıştır.
Aile dizimleri bireysel ve grup çalışmaları olarak yapılmaktadır. Bu
metot da öncelikle bireyin karşılaştığı negatif olaylar ve problemlerde
bireyin aile sistemine de bakılmaktadır. Bireyin aile sistemine nesiller
boyu görünmeyen bir bağ ile bağlı olduğundan yola çıkılır. Burada
kolektif bilincin mükemmel işleyişi ile karşılaşırız.
“Ana – Babaları ve akrabaları için kendilerini mücadeleye atan, kendilerinin planlamadığı şeyleri sırtlanan, yapmadıkları şeylerin kefaretini ödeyen ve yaratmadıkları ağırlıkları taşıyan çocuklardır.”
Bert Hellinger
Enerji olarak geçmişin izleri bireyin düşünce ve eylemlerinde etkisini
sürdürebilir. Bizler genelde soy çekiminden bahsederken sadece göz
rengi, saç dokusu, derinin rengi veya hastalıklardan bahsederiz. Oysa
aile dizimlerinde bunun ötesinde enerji anlamında bir aktarım
olduğunu da görürüz.
Birey ailesinin hikayesini farkında olmadan yük olarak üstlenip rolünü
alır. Yani bir bakıma daha once yaşanmış bir senaryoyu tekrar edebilir.
Birey sadakat duygusu ve negatif bir sevgi ile bağlanmıştır bu
yaşananlara. Yaşamında terslikler başlayıp ilerleyemediği bir noktada
ve tekrarlanan aynı tip problemlerle karşılaştığında „Bu neden hep
benim başıma geliyor“ der. Bu senaryodaki rolünü, yerini, bağlarını ve
yüklerini görüp kabul etmekle de bu zincirin etkisinin dışına çıkabilir
ve farkındalığa ulaşılır.